Nükleer Santral Balıkçı Köyünü Cazibe Merkezine Dönüştürdü
NÜKLEER SANTRAL SAYESİNDE GENÇLER GELECEĞE GÜVENLE BAKIYOR
Rusya’nın en önemli enerji kaynaklarından biri olan Leningrad Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) bulunduğu bölgede yarattığı değişim, Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi’nde yapımı devam eden Akkuyu NGS’nin inşa edildiği bölgenin yıllar içinde nasıl dönüşeceğini gösteriyor.
Finlandiya Körfezi kıyısında bulunan Leningrad NGS, 49 yıldır Sosnovy Bor kentine ve bölgeye hayat veriyor. Leningrad NGS’nin kurulmasından önce fabrika, spor kompleksi ya da kültür merkezi gibi yapıların bulunmadığı Sosnovy Bor, santralin inşaatının başlamasıyla birlikte kalkınmaya başlayan bir kent olarak öne çıkıyor. Şimdilerde yaklaşık 70 binlik nüfusuyla nükleer sanayinin yanı sıra tarım, hayvancılık, balıkçılık ve turizm faaliyetlerinin yoğun olarak sürdürüldüğü şehir, Belediye Başkanı Mikhail Voronkov’un deyimiyle küçük bir balıkçı köyünden büyük bir sanayi kenti haline gelmiş bir nükleer şehir. Voronkov’un dikkat çektiği en önemli nokta ise santral sayesine bölgede istihdam sorunu olmaması ve yüksek standartlı işler sayesinde gençlerin geleceğe daha güvenli bakması. NGS’nin bulunduğu bölge sadece istihdam değil eğitim açısından da sakinlerine önemli imkanlar sunuyor.
“Gençler burada hayat kuruyor”
Voronkov, kendi şehirlerinin yaşadığı değişimden yola çıkarak, nükleer santrallerin bulundukları bölgeleri nasıl kalkındırdıklarını şu sözlerle anlattı: “Kentimizde yaşayan insanların gelir düzeyi yüksek ve ekonomik olarak iyi durumdalar. Hatta burada yaşayan insanların Rusya Federasyonu'nun birçok bölgesinden daha yüksek maaşla çalıştığını söyleyebilirim. Bu da çok önemli bir şey. Gençler burada bir hayat kuruyorlar hayat standartları yükseldikçe burada kalmaya devam ediyorlar. Gençler böylece geleceğe daha güvenli bakıyor ve burada yaşadıkça kendilerine güvenleri de artıyor. Şehrimizde bütün yaş grupları için alt yapı kurulmuş durumda. Herkesin ulaşabileceği bir sistem kurduk. İlimizde bütün alt yapı çalışmaları, özellikle okul çocukları için kurulmuş durumda. Hemen hemen bütün kreşlerimizde spor merkezleri ve havuzlar bulunuyor. Onların ilgisini çekebilecek ne varsa öyle hareket ediyoruz. Burası küçük bir balıkçı köyü olmaktan çıkıp, şu anda bir sanayi kenti haline geldi. Tabi sanayi kenti haline gelirken de aradaki uyumu kaçırmadı. Yani hem doğayla hem denizle hem de sanayi, teknolojiyle iç içe bir yaşam oluştu.”
"Burada radyasyon oranı büyük kentlerden daha az"
Voronkov, bazı çevrelerin düşündüğünün aksine nükleer santralin yakınında yaşamanın herhangi bir tehlike oluşturmadığının da altını çizdi. Sosnovy Bor’un çevreci bir şehir olduğunu belirten Sosnovy Bor Belediye Başkanı Voronkov, "Elinize bir ölçüm cihazı alıp St. Petersburg'un en hareketli caddelerinden birine gittiğinizde ve radyasyon ölçümü yaptığınızda oralardaki radyasyonun bizim şehrimizden daha fazla olduğunu göreceksiniz. Büyükşehirlerde aslında doğal radyasyon birikme yapıyor. Yani bizim şehrimizde radyasyon oranı 0,15, 0,16 mikrosievert ise büyükşehirlerde bu oran daha fazla çıkabiliyor. Biz doğal radyasyonu değiştirmiyoruz. O yüzden insanlar bizim şehrimize daha çok gelmek istiyor. Küçücük bir köyden büyük bir şehri kısa bir zamanda kurmamızın asıl temelinde yatan budur" ifadelerini kullandı.
"Nükleer santral şehrimizi kalkındırdı"
Kentte yaşayan Sofya Pichugina ise yaptığı açıklamada, burada herkes gibi normal bir yaşam sürdüklerini belirterek, "Radyasyon normal seviyede. O yüzden hiçbir sıkıntı yok. Nükleer santral şehrimizi her anlamda kalkındırdı. Çok alanda iş kolu gelişti. Burada hiçbir sıkıntı yok. Hatta diğer bölgelerle kıyasladığınızda küçük bir şehirdi ve şu anda bize çok büyük bir hayat kurdular" şeklinde konuştu.
Şehrin sakinlerinden Polina Morozova da nükleer santralin şehirde olmasının kendilerine hiçbir zarar vermediğini vurgulayarak, "1986 yılından beri burada yaşıyorum. Ben de nükleer santralde çalışıyorum. Santral inşa edilirken burada okulda okuyordum. Güvenlik için bütün önlemler alınmış durumda. Santralin kente çok büyük katkısı oldu. Özellikle spor ve kültür anlamında çok şey kattı. Şehirle alakalı birçok konuda santral yönetimi bire bir katılım sağlıyor" dedi.
Kent, cazibe merkezi olarak öne çıkıyor
Doğa ile modern yaşam dengesinin özenle korunduğu Sosnovy Bor, 1958’de kurulmasına karşın 1973'te nükleer santralin ilk güç ünitesinin devreye alınmasıyla şehir statüsüne kavuşmuş bir kent olarak öne çıkıyor.
Merkezindeki yeşil alanları, kente adını veren çam ağaçları ve 6,5 kilometrelik halka açık kumsalı ile Leningrad Bölgesi’nin en güzel şehirlerinden biri olan Sosnovy Bor, hem 80 kilometre uzaklıktaki St. Petersburg sakinleri için, hem de ülkenin tamamı için en ünlü rekreasyon yerlerinden biri kabul ediliyor.
Doğal güzellikleri ile ünlü şehirde tarım ve hayvancılığın yanı sıra balıkçılık da yapılıyor. Leningrad NGS’nin kıyısında bulunduğu Finlandiya Körfezinin suları, hem profesyonel sporcuları hem de amatör balıkçılar için önemli bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda.
Akkuyu ile aynı teknoloji kullanılıyor
Sosnovy Bor’daki değişime tanık olan uzmanlara göre Akkuyu NGS’nin inşa edildiği bölgede de yıllar içerisinde benzer bir gelişme yaşanacak. Kentin gelişimini sağlayan Leningrad NGS’de, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) kullanılacak olan 3+ nesil VVER 1200 teknolojisine sahip iki ünitenin yanı sıra RBMK-1000 teknolojisine sahip iki ünite daha yer alıyor. 2030 yılında ise RBMK-1000 ünitelerinin yerini VVER 1200 teknolojisine sahip iki ünitenin devreye alınması için çalışmalar sürüyor. VVER-1200 reaktörleri, dünyadaki en güvenli ve en güvenilir reaktör türlerinden biri olarak kabul ediliyor. Tasarımının ana özelliğini ise santrali mümkün olduğunca dış ve iç etkenlere karşı dirençli kılan aktif ve pasif güvenlik sistemlerinin benzersiz kombinasyonu oluşturuyor. Rus tasarımı teknoloji, kasırga, patlama, 9 büyüklüğündeki deprem dahil her türlü tehdite karşı güvenliği sağlayacak koruyucu sistemlere sahip.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı