MAGAZİN

Honeywell'den Türkiye'deki 30. Yılında Ülkenin Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik Hedeflerine Katkı

Türkiye’nin önde gelen sektörlerine yenilikçi teknoloji çözümleri sunan Honeywell, Türkiye’deki 30. yılında bölgesel yönetim merkezi olma konumunu güçlendiriyor. Son olarak Ecofining™ teknolojisini Türk enerji sektörüne kazandıran Honeywell, Tüpraş’ın ülkemizdeki ilk Sürdürülebilir Havacılık Yakıtını üretecek projesinde ana teknoloji tedarikçisi rolünü üstlendi. Honeywell ayrıca Biotrend Enerji ile Ege Bölgesi’nde Türkiye’nin ilk ticari atık plastik geri dönüşüm tesisini kurmaya hazırlanıyor. Honeywell teknolojisini kullanacak olan tesisin yılda 60 bin metrik ton karışık atık plastiği geri dönüştürmesi planlanıyor.

Rafinerilere ve petrokimya tesislerine kontrol sistemleri sağlamaktan, sivil ve askeri havacılık kurumları için donanım ve yazılım desteği vermeye kadar en büyük endüstriler için çözümler sunan ve dünya çapında yenilikçi teknolojiler geliştiren Honeywell, Türkiye’deki 30. yılını kutluyor. 

Honeywell, yüzyılı aşkın bir süredir endüstrilerin en büyük zorluklarını çözmeye yönelik yenilikçi teknolojiler sunuyor. Şirket, 2021 Ar-Ge harcamalarının yaklaşık yüzde 60’ını müşterileri için çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) sonuçlarını iyileştiren çözümlere ayırdı. Bataryalı enerji depolama sistemleri, Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı, Hidrojen üretimi ve kullanımı teknolojileri, karbon yakalama ve saklama teknolojileri, düşük küresel ısınma potansiyelli soğutucu gazlar, plastiğin kimyasal geri dönüşümü teknolojileri, Honeywell’in çalıştığı ana konular arasında yer alıyor. 

35 binden fazla patente sahip Honeywell, 1885 yılında modern termostatın öncüsü olan “kazan regülatörü”; 1914’te havacılığın daha otonom hale gelmesinin ilk adımı atan “otomatik pilot”; 1960’larda, kurşunsuz benzin sağlayan teknolojiler ve biyoçözünür deterjanlar geliştirdi. Honeywell ayrıca, 60 yılı aşkın bir süredir ticari havacılık endüstrisinde, uçaklarda kara kutu olarak da bilinen veri kayıt cihazları alanında sektör lideri konumunda. Honeywell hâlihazırda Mars’ta nefes almayı mümkün kılacak yaşam destek sistemleri ve yenilenebilir biyoyakıtlar üzerinde çalışmalar sürdürüyor. 

Türkiye’nin öncü şirketleri Honeywell teknolojisiyle küresel pazarlarda rekabet ediyor

1992 yılında sadece 10 kişilik bir ekiple faaliyetlerine başlayan Honeywell Türkiye, bugün İstanbul, Ankara ve İzmir’deki ofislerinde 250’den fazla çalışanıyla ekonomiye değer katmaya devam ediyor. Honeywell İstanbul ofisi, Türkiye’deki müşteriler için güvenilir bir iş ortağı olmasının yanı sıra, Türkiye, İsrail ve Orta Asya Bölgesi’nin idari merkezi olarak da hizmet veriyor. Aynı zamanda şirketin stratejik öneme sahip toplam on bir ülkedeki faaliyetlerini koordine ediyor.

Honeywell Türkiye, İsrail ve Orta Asya Başkanı Uygar Doyuran, 30. yıla ilişkin mesajında Honeywell’in Türk sanayisine katkılarını ve bağlılığını vurgulayarak şunları dile getirdi: “Türkiye’nin önde gelen pek çok kurum ve şirketi, Honeywell’in teknolojik ve teknik desteğiyle tüm dünyada rekabet avantajı elde ediyor. Son 30 yılda Türkiye’deki iş ortaklarımıza, müşterilerimize ve Türkiye ekonomisine katkı sunmaktan ve ülkemizin dijital dönüşüm yolculuğuna destek olmaktan gurur duyuyoruz. Geride bıraktığımız 30 yılda. Türkiye’nin bölgedeki stratejik önemini daha da artırmak için Türkiye’yi bölgesel yönetim merkezimiz olarak konumlandırdık. Dijital dönüşümün ve yenilikçi sürdürülebilirlik çözümlerinin kilit sağlayıcıları arasında yer almaya ve ekonomik büyümeyi desteklemeye devam edeceğiz.”

Türkiye, havacılık açısından stratejik bir merkez 

Uygar Doyuran, Türkiye’nin havacılık sektöründeki büyüme potansiyeline ve Honeywell’in alanında önde gelen iş ortaklarına verdiği desteğe dikkat çekerek, “Ülkemizdeki havayolu şirketleri son birkaç yıldır istikrarlı bir şekilde büyüyor ve önlerinde halen muazzam bir büyüme fırsatı var. Hâlihazırda birçok farklı destinasyona uçuyorlar ve kendi kategorilerinde en iyi hizmeti rekabetçi fiyatlarla sunuyorlar. Ayrıca turizm, Türkiye’nin en güçlü sektörlerinden biri hâline geldi ve ülke olarak tüm havayolları için çok önemli bir küresel aktarma merkeziyiz. Türk Hava Yolları, Pegasus ve Sun Express gibi büyük sivil havacılık müşterilerimiz çok büyük oranda Honeywell ürün ve hizmetlerini kullanıyor. Örneğin, en büyük müşterilerimizden biri olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. bizim hem çözüm ortağımız hem de küresel “Honeywell kanal ortağı” lisansına sahip. Bu lisans, Honeywell adına tüm havayollarına hizmet vermelerini sağlıyor. Havacılık sektörüne yaptığımız katkılardan gurur duyuyoruz ve iş ortaklarımızı hızlı büyüme ve küresel rekabet avantajı sağlayan stratejik alanlarda desteklemeye devam edeceğiz.” dedi. 

Tüpraş, Honeywell teknolojisiyle Türkiye’nin Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı’nı üretecek

Honeywell’in Türkiye’deki kurumsal müşterileri arasında Tüpraş, Socar, TANAP, Şişecam, Erdemir, Botaş, İstanbul Havalimanı ve Biotrend Enerji gibi büyük şirketler yer alıyor. Honeywell, bu şirketlere operasyonlarının emniyetini, güvenliğini, üretkenliğini ve verimliliğini en üst seviyeye çıkarmaya yardımcı olmak için tasarlanmış en son teknolojileri sağlıyor. Honeywell’in plastik döngüselliği, sürdürülebilir havacılık yakıtı ve endüstriyel dijital dönüşüm gibi alanlarda çığır açan inovasyonunu kullanan bu şirketler, yatırımlarına ve ürünlerine yeni özellikler katmaya devam edecek. 

Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren Doyuran, “Tüpraş tarafından kullanılan Honeywell Ecofining™ teknolojisi oldukça önemli çünkü atık ham maddelerden elde edilen yenilenebilir yakıtlar, petrol endüstrisinde karbon ayak izinin azaltılması ve mevzuata uygunluğun sağlanmasının anahtarı. Bu sayede Tüpraş’ın ülkemizdeki en büyük Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı tedarikçisi olması sağlanacak. Honeywell olarak öncülüğünü yaptığımız bu teknolojiyi ülkemizde ilk kez Tüpraş ile birlikte hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Hatta bu iş birliği ile bu yıl AmCham tarafından verilen ‘I AmChamPion Sürdürülebilirlik Ödülü’nü de kazandığımızı duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Bir diğer çarpıcı örneğimiz ise Biotrend Enerji. Şirket, Honeywell’in UpCycle™ Process Teknolojisini kullanarak Türkiye’nin ilk ticari atık plastik geri dönüşüm tesisini kurmayı planlıyor. Tesis, Honeywell teknolojisini kullanarak yılda 60 bin metrik ton karışık atık plastiği Honeywell Geri Dönüştürülmüş Polimer Ham Maddesine dönüştürme kapasitesine sahip olacak. Ege bölgesinde kurulacak olan tesisin atık plastikleri yüzde 90’avaran oranlarda geri dönüştürmesi mümkün olacak.”

Honeywell 2035 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor

Honeywell, geçtiğimiz günlerde Çevresel Sürdürülebilirlik Endeksini duyurdu. Söz konusu endeks, iklim değişikliğinin önlenmesi ve küresel sürdürülebilirlik çalışmalarına ilişkin temel eğilimlerin göstergesi olma niteliğini taşıyor. Şirket ayrıca, enerji tasarrufu projelerine daha fazla yatırım yaparak, tesislerinde ve araç filosunda yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hedefliyor. Honeywell ayrıca, sermaye iyileştirme projelerinin tamamlanması ve gerektiğinde güvenilir karbon kredilerinin kullanılmasıyla 2035 yılına kadar faaliyetlerinde ve tesislerinde karbon nötr olma taahhüdünde bulundu. Bu taahhüt, şirketin operasyonlarının ve tesislerinin sera gazı yoğunluğunu ciddi ölçüde azaltma konusundaki geçmişinin yanı sıra, müşterilerinin çevresel ve toplumsal hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan onlarca yıllık inovasyon tecrübesine dayanıyor. Honeywell’in yeni ürünleri için Ar-Ge yatırımlarının yaklaşık yüzde 60’ı, müşterilerinin çevresel ve toplumsal sonuçlarını iyileştiren ürünlere yönelik. 

Doyuran, Honeywell’in karbondan arındırma ve sürdürülebilirlik taahhüdüne ilişkin olarak ise şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik taahhüdü aslında bizim için bir sözün çok ötesinde. Hatta bizim temel çalışma anlayışımız bile diyebiliriz. Sürdürülebilirliği, çevreyi dönüştürmeye ve müşterilerimizi sürdürülebilirlik hedeflerine ulaştırmaya yardımcı olabilecek mevcut teknolojileri daha da geliştirmek, üretmek ve ticarileştirmek için temel bir iş hedefi olarak görüyoruz. Tüm teknolojilerimiz, dünyamızı daha akıllı, daha güvenli ve daha sürdürülebilir hâle getirebilmek için geliştiriliyor. Uçakların, binaların, üretim tesislerinin, tedarik zincirlerinin ve çalışanların daha bağlantılı hâle gelmesine yardımcı oluyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu